20 Ekim 2010 Çarşamba

32.KITALARARASI İSTANBUL AVRASYA MARATONU

Maraton, atletizmde uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur. Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'ndan gelir. İlk kez 1896'da düzenlenen Atina olimpiyat oyunları'ndakoşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi. Uluslararası amatör atletizm federasyonu 1992 yılından itibaren 21.100 m'de yarı maraton dünya şampiyonası düzenlemeye başladı.

Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için
dünya rekoru kaydı tutulmaz, sadece en iyi derece vardır. Türkiye'de maraton, ilk kez 1937'de resmi yarışmalarda yer aldı. 1970'lerde bayanlar da resmen yarışmalarda yer almaya başladı. Uluslararası popüler yarışma olarak Boston maratonu, Türkiye'de ise 1979'dan beri yapılmakta olan Asya-Avrupa (Avrasya) maratonu gösterilebilir.

Halk Koşusu: Maratonlar, aynı zamanda, halkın da katıldığı koşulardır.En başarılı atletler, yüzlerce veya binlerce amatör koşucunun yanında yarışırlar.Önemli ve göze çarpan yarışlar, her sene
Londra'da, New York'ta, Paris'te, Tokyo'da ve Boston'da yapılır.

1979´dan bugüne Avrasya Maratonu ( http://www.istanbulmarathon.org/Tarihce.aspx)

Atletizm heyecanının ve bir umudun sonucu olarak ortaya çıkmıştı Avrasya Maratonu... Tarihi ve coğrafyası ile eşsiz bir şehir olan İstanbul´da yapılacak bir maratona ilk ve tek olmak yakışırdı. Tüm maddi sıkıntı ve imkansızlıklara rağmen atletizme gönül vermiş birkaç genç Avrasya´nın tarihe geçecek temellerini atmışlardı.

1978 yılında, ertesi yıl bir grup Alman turistin İstanbul´u ziyaret edeceği haberi gelmişti. Bu turistlerin özelliği, gittikleri ülkelerde maraton koşuyor olmalarıydı. Son olarak Mısır´da Nil Maratonu´nu koşan bu turistlerin ziyareti, Avrasya Maratonu fikrinin hayata geçirilmesini hızlandırdı. Dönemin elit Türk atletleri de davet edilerek, organizasyona resmiyet kazandırıldı.

Parkur ve trafikle ilgili pürüzler de halledilerek, gerekli tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Aralarında 74 kişilik turist kafilesinde bulunan 34 kişinin de yer aldığı maratoncular, Boğaziçi Köprüsü´nün 700 metre gerisinde toplanarak start için hazır olmuşlardı.

Avrasya Maratonu´nu mümkün kılan Boğaziçi Köprüsü, ilk kez o gün yerli ve yabancı maratoncuların adımlarına şahit oldu. Tarihte ilk kez iki kıta arasında bir yarış koşulmuştu. Herkes için son derece büyük anlam taşıyan bu an, Türk atletizmine damgasını vuracak büyük bir organizasyonun başlangıcıydı.

1979 yılında yapılan bu ilk Avrasya Maratonu´nun galibi 2:35:39´luk derecesiyle Zonguldaklı atlet Hasan Saylan olmuştu.

1979´dan bu yana aralıksız düzenlenen Avrasya Maratonu´nun en önemli özelliklerinden biri, ilk organizasyonunda olduğu gibi, bu gün de "Sevgiye, dostluğa ve barışa" koşulmasıdır...

Her geçen yıl artan ilgiye rağmen  ne yazık ki organizasyon bu sene de düzen ve güvenlik anlamında çok zayıftı.

Geçen sene bir intihar vakası damgasını vurmuştu maratona, bu sene ise salınım.

17 Ağustos depremini yaşamadık biz, burada değildik ama bu da en az onun kadar korkutucu ve panikleticiydi.

Aslında çok daha düzenli, çok daha örgütlü ve çok daha planlı olabilirdi Avrasya Maratonu. Ancak ne var ki  bunun için öncelikle halkın bilinç düzeyinin artması ve de genel güvenlik önlemlerinin gerçekten çok sıkı bir şekilde uygulanması gerekir diye düşünüyorum.

En basitinden bilmem kaç zaman boyunca İstanbul'un pek çok noktasında açılan kayıt masalarında bizzat kaydını yaptırmayan kişi, göğüs numarası olmayan kişi parkura sokulmamalı, bunun önlemi bir şekilde alınmalı.

Dünya çapında ses getirecek böylesi bir imkana sahip iken, bundan yeterince faydalanamamak, bunu bir fırsat olarak değerlendirememek, yurtdışındaki  benzerlerinden yararlanamamak beni gerçekten üzüyor bir vatandaş olarak.

Geçen sene büyük bir keyifle tamamladık parkuru Pembe Güç Derneği üyesi arkadaşlarımızla. Kafamızda parlak pembe peruklarımızla hem derneğimizi tanıtmak hem de farkındalık ayında tüm toplum için "meme kanseri" konusunda bir bilinç yaratmak istedik.Fotağraflarımızla, ropörtajlarımızla yazılı ve görsel medyada yer aldık, kendimizi ifade etme şansı yakaladık.

Koşu öncesi son hazırlıklar


31.Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu Ekim 2009
Sadece biz değil her kesimden insan, topluluk, dernek, vakıf ta bu amaç için oradaydı. İnsanların böylesi önemli ve özel organizasyonlar ile seslerini duyurabilmeleri, dikkatleri çekmeleri demokrasi adına yaşanması gerekli bir süreç bence.

Ayrıca böylesi bir manzara da inanın bana kaçmaz. Her gün üzerinden arabayla geçmenin yanında adım adım yürüyerek, istediğin noktada durup kare kare fotoğraf çekebilmenin özgürlüğünü bir kez bile olsa tatmak gerek diye düşünüyorum.

Bu sene yine hazırlandık. Günler öncesinden kayıtlarımızı yaptırdık, göğüs numaralarımızı aldık. Pembe bonus peruklarımız, pembe yağmurluklarımız ve düdüklerimizle daha başlamadan pek çok kişinin dikkatini çektik,katılımcılarla fotoğraflar çektirdik. 

Ekibin kalan kısmını beklerken

32. Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu Halk Koşusu 2010


Amacımız yine  içinde bulunduğumuz farkındalık ayında kadınları "meme kanseri" konusunda bilgilendirmek, dikkatlerini çekmekti. Ancak köprü girişinde hissetmeye başladığımız ve giderek artan salınım yüzünden pek çoğumuz parkuru tamamlayamadan geri döndük. (Bu arada parkuru tamamlayan cesur arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum:) 

Seneye çok daha organize bir maratonda, çok daha ses getirici bir projede birlikte yol alabilmek ümidiyle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder