Gezdik,Gördük,Yedik,İçtik, Paylaşıyoruz....
27 Mayıs 2011 Cuma
PEMBE GÜÇ AMERİKA YOLCUSU
Böylesi büyük bir onur ve gururu bizlere yaşatan hocalarımıza teşekkürü borç biliriz.
Pembe Güç Derneği olarak hem ülkemizi hem de derneğimizi en iyi şekilde temsil etmek adına çalışmalarımıza şimdiden başladık. Toplantıdan çıkacak tüm sonuçlar Birleşmiş Milletler nezdinde Eylül 2011 tarihinde yapılacak uluslararası bir toplantıya zemin teşkil edecektir. Bu yüzden ülkemizde yapılan tüm çalışmalara göz atmamız ve gidene dek çok çalışmamız gerekmektedir. Bizlere güvenen ve desteklerini esirgemeyenlere bie kez daha sonsuz teşekkürler.
13 Şubat 2011 Pazar
OYUNCAK MÜZESİ
Ben okumayı bu kitaplar sayesinde söktüm. Cin Ali Serisi....
İlkokul birinci sınıfa giderken moda olmuştu bu bardaklar, beslenme çantamıza koyar,su, meyve suyu içerdik.
Oyun yerim lavaboydu benim. Etrafı ıslatıyorum diye gerçi kızardı annem. Böyle bir mavi küvette bebeklerimi yıkar yıkar dururdum.
Ve peluş oyuncaklar. Benim de fil, eşek, köpek oyuncaklarım vardı.
Oyuncaklar bunlarla sınırlı değil elbette. Porselenden çay takımları, teneke uçaklar, kızılderili setleri, trenler, bebekler, arabalar ve daha neler neler. Hepsi birbirinden değerli, nostaljik ve büyüleci.
30 Ocak 2011 Pazar
Gaziantep Mutfağı Başlı Başına Bir Kültür
18 Ocak 2011 Salı
El Sanatları ile Yaşayan Şehir Gaziantep
Gaziantep'e yaptığımız tadı damağımızda kalan gezimiz sonrası, bu özel ve de güzel şehre katkılarından dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Dr. Asım Güzelbey'e bir mektup yazdım, teşekkür ettim.
Dün koca bir paket geldi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan. Başkan sağolsun incelik göstermiş ve yöreye özel pek çok dergi, kitap, broşür göndermiş ve tekrar ziyaret etmemizden memnunluk duyacağını bildirmiş.
Burada siyaset ve politika yapmak istemiyorum ama yine de şu sözü söylememe müsaade edin lütfen. "Başkan var, başkan var!".... Çok teşekkür ediyorum tekrardan hediyelerime. Onlar sayesinde tekrardan harekete geçtim, beni okuyan sizlere vefasızlık yaptığımı düşünerek sarıldım klavyeme....
Ne demiştik Gaziantep el sanatları ile yaşayan bir şehrimiz...
Üretmek, emek ve ter dökmek ve bunun sonucunu görmek hazların en büyüğü olsa gerek. Yöre halkı üretiyor, ürettiğini, tezgaha koyup satıyor, hem kendini yaşatıyor, hem de gelenek, görenek, adet, anane her ne varsa şehre özgü.
Aşağıda okuyacaklarınızı Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi'nden öğrendim bende gezerken. Fotğrafları ise bizzat kendim çektim.
Bayazhan Kent Müzesi Gaziantep'in turizmi, ekonomisi, turistik mekanları, doğal güzellikleri, konaklama, yiyecek, içecekler gibi konularının da yer bulduğu, çeşitli görsellerle, maketlerle, örneklerle dolu harika bir müze. Şehrin tanıtımına katkısı büyük bir mekan.
Gaziantep ilimiz yöresel el sanatlarında oldukça gelişmiş. Gümüş işlemeciliği, bakırcılık, kalaycılık, yemenicilik, sedef işlemeciliği, kutnu dokumacılığı, kilim ve halıcılık, Antep işi çeyizler gelişmiş el sanatlarında oldukça önemli bir yere sahipler.
Gaziantep'te eskiden neredeyse her evde bir kilim tezgahı bulunuyordu. Kadınlar evlerinin kilim ihtiyacını bu tezgahlarla giderirdi. 1960'lı yıllarda yapılan bir araştırmada Gaziantep'te önceden 7 bin civarı olan tezgah sayısının yüzlü sayılara düştüğü tespit edilmiş. Bu sayı günümüzde maalesef daha da düştü. Ancak Gaziantep Üniversitesi" Gaziantep El Sanatlarını Koruma ve Geliştirme Merkezi"'nin bu ata geleneğimizi yeniden yaygınlaşması için büyük bir fırsat oluşturuyor.
Yemeni Yemen'den çıkarak Gaziantep'e kadar gelmiş, üretildiği doğal malzemeden dolayı sağlıklı bir ayakkabı geleneğinin adıdır. Yemeni yapan ustalara yemenici veya köger denir. Yapımında birçok farklı hayvan derisi kullanılır. Yemeninin üst tarafında kullanılan keçi derisi, tabanındaki manda ve sığır derisi, iç astarındaki koyunderisi, iç tabanındaki sığır ve keçi derisi, kenarındaki oğlak derisi kullanıcılara üst düzey bir konfor sağlar. Üst taban ile alt taban arasına konulan kil sayesinde yemeni, vücuttaki elektiriği kolaylıkla toprağa aktarır. Yemeni giyen kişinin ayağına göre şekil alır. Bu özelliğinden dolayı sağlıklıdır
Ve son olarak Kutnu, Gaziantep'te 16.yüzyıldan bu yana var olan ipekli dokumanın adıdır. Kutnu kumaşının ana maddesi ipek ve pamuktur. Suriye kentlerinde başlayan ve buradan yayılan kutnuculuk ülkemizde sadece Gaziantep'te, kamçılı çekme tezgahta, mekikle dokuma tekniğiyle sürdürülüyor. Bu dokuma türünden yapılan elbiseler Selçuklulardan itibaren estetikve güzelliğin simgesi olarak kabul ediliyor; Osmanlı sultanları da gittikleri elbiselerde bu kumaşı tercih ediyordu.
Haftaya Gaziantep Mutfağı ve yeme içme sırlarında buluşmak üzere....
28 Aralık 2010 Salı
Gaziantep Anıları - 1
23 Aralık 2010 Perşembe
Miller Bahane Gaziantep Şahane!
Kışın ortasında bu ne gezisi diye sormayın! Ne demiştik, biz gezmeyi, yemeyi, içmeyi, paylaşmayı seven bir aileyiz.
10 Aralık 2010 Cuma
ASLAN KRAL MÜZİKALİ - YÜCEHAN ve ECE-
Dedik ki bu kız bir gün böyle deneye deneye elbet istediğini, sevdiğini, bulacak. Haklı çıktık, buldu! TİYATRO....
Gerçi ülkemizde sanata, sanatçıya, esere ne kadar önem ve değer veriliyor ortada, ancak değil mi ki severek, isteyerek yapıyor, yaptığından keyif alıyor, varsın devam etsin gönlünce, istediğince....
Yaz başından beri Güzel Sanatlar Oyuncuları Grubu ile birlikte çalışan, eğitimleri ve dersleri takip eden Ece ve kuzeni Yücehan, en sonunda 5 Aralık Pazar günü ASLAN KRAL ÇOCUK MÜZİKALİ ile ilk sahne deneyimlerini başarıyla verdiler.
Aslan Kral Simba ( hani yeğenimiz diye söylemiyorum), yanlış anlaşılmasın ama gerçekten çok yakışıklıydı ve rolüne çok hakimdi: